"SEN BENİ KIRMA"

Kırık kalemler masada, ve parçalanmış kağıtlar uçuşmakta pencereden giren rüzgarla.
Bıkkın bir el, kirli tırnaklar… Neyin hıncı bu yarım satırlar… 
Küsmek ya da kaçmak bir kalem kırmak kadar kolay mı? 
Hiç nefes sarf etmeden gidebilmek, gözlerden haykıranlarla yüzleşmek… 
Susmak ölesiye susmak ve isyan etmek sevmediklerine. 
Sevdiklerini bir kalem gibi ikiye bölüp masada çaresiz bırakmak. 
Çok mu zor bencil olup her şeyi mahvetmek, bir solukla kalmak kadar kolay mı silmek var olanları.
“Olmasın”larla uğraşmak yerine olanlardan kurtulmak… 
Git üç adım öteme git kader.
Ya da dur birlikte yazalım benim aynalarımı.
Bırak ben anlatayım kendime imkansızlıklarımı. 
Dünya düzenine dar gelen düşlerimi bırak ben batırayım sulara.
Bırak, bırak da ben yalnız kalayım.
Bırakma! Yapamam, yalnız ayağa kalksam da adım atamam. 
Bu nedendir ya sana sığınmam.
Bırakma, aslında içimde çok ürkek bir harf var.
Hayal ettiğim bu değildi ama kopmak istediğimde bu değil.
Bırakma, düşünmeyeyim, düşündükçe uzaklaşıyorum olması gerekenlerden. 
Ben hala hayalperest bir sayfayım, gel yeni düşler yazalım.
Özlediğim göz yaşlarımın misafirliği uzadı.
Gel bu sayfaya onlarsız yarınlardan bahsedelim. 
Gel, satırları hatta her harfi bambaşka renklerle yazalım.
Her bir harfe bir anlam katalım ki ben de hayatımı anlamlı hissedebileyim.
Yeter bu karmaşa, bu kalıplar ve çizilmiş sınırlar.
Gel bu sayfaya bir boyut vermeyelim, biz sadece yazalım. 
Ve git ,yazdıktan sonra beni bu sayfayla yalnız bırak ve git… 
Korkularımı, endişelerimi de alıp git. Düşünmeyen bir insan olayım ben… 
Tebessümlerin notasıyla bir beste yapayım, tek hayranım ben.
Sadece ben olayım ve bırakayım tüm senleri, tüm onları…
Artık kalem kırmadan, kağıt yırtmadan; bitmeyen bir sayfaya kendimce, çocukça, sevgiyle bir şeyler karalayayım.
Ben kaderden ayrı olamam, git gellerle onu da yoramam.
Uzat kader bana ellerini, baş parmağına tutunup kalem ben olayım… 
Yeter ki sen beni "KIRMA"...

Yorumlar