GERÇEKLİKLERİM
Arafın küçüğü olur mu hiç! Küçük deyip avutuyorum kendimi
işte…
Yalnızlık tek kalmak, ses duymamak değilmiş, sağır kalmak ve
anlaşılmamakmış…
Avuçlarımda tutuyorum sorumluluklarımı, bozuk para gibi harcamayı
düşünüyorum.
Yazık içimdeki harflere; sıra bulup da
dizilemiyorlar ve anlatamıyorlar derdimi.
Ne güzeldi eskiden, bir ben bilirdim
acımı ve yaşarken yansıtmazdım aynalarıma.
Uzak mesafelere verdiğim bir değer
yoktu ondandı ya bu denli fırtınaların durak kurmadığıydım.
Esse de rüzgar
saçımı okşamak içindi, kıyamazdı o bana. Ben onu dost etmiştim de…
Tabi şimdi
öfkeli, hani bir ben vardım küçük patikanda ve yoktu gözümde iki türlü hüzünler.
Uzak olan bu hislerde, almamıştılar ya beni girdaplarına.
Burnum göklerde diye
yaklaşamışlardı ya. Boğuluyorum, açılsa bir kapı sormadan atılacağım.
Ben
aslında özledim kendimle kalmayı. Offf ne uzun zaman oldu bu hırçın kızı
dinlemeyeli.
Masal yaşıyordu, halbuki onun neyine Heide ve Peter…
Kalktı gene
asi damarı, isyanda Heiste’ya ve Eros’a. Hele Eros; haddini bilmez işte..
Ya
Heistea utanmaz hani hiç düşmezdi, yıkılmazdı.
Verdi ateşi ellerime ben Tanrı
mıyım ki ellerimde tutabileyim kızıllığı…
Ey kader çiz hadi bana çook uzaklarda
küçük bir tepe.
Birkaç çocuk yok yok alırım ben bizimkileri, sen orda dört
kişilik yer aç bize.
Boyumdan büyük otlar ve dalları göğe uzanan ağaçlar…
Huzur
olsun ve değerlerimi geri ver bana…
Bana göre bir köylü olsun orda, benim
dünyamdan geçmiş insanlar…
Bak nasıl kahkaha atacağız ve bak nasıl çenem
yerlerde…
Heista da Eros da kırık hayaller iade ettiler. Elimden gelse
kaçardım, kitap satırlarına…
Sevgiyi yazan, huzuru yazan… Film karelerinden bir
arşiv kendime…
İyi değilmiş çok izlemek filmlerdeymiş meğer gerçeklerim, “Gerçekliklerim”
Yorumlar
Yorum Gönder